12 Ekim 2011 Çarşamba

BEN VE KİTAPLAR...


1989 yılında Bulgaristan'dan, Türkiye'ye zorunlu göç ettim.Hayatımın baharında ve yirmi beş (25) yaşındaydım.Türkiye'de yaşamaya başladıktan sonra, uzun yıllar, kitaplardan uzak kaldım.Sebeplerden bir tanesi dile hakim olamayışımdı. Türkçeyi güçlükle konuşabiliyordum. 2000 yılında, uzun bir aradan sonra, ilk kez bir romanı Türkçe okuyabilmiştim ve tekrar okuma serüvenlerime dönebilmiştim. Çevremde kitap okuyanlar olmadığı için, Hangi kitabı okusam ? sorusu pek çok kez cevapsız kalıyordu. 2006 yılının son aylarında Kader Ortakları - Jeffrey Archer romanını okuyordum. Romanın kahramanlarından birisi Nat, Moby Dick - Herman Melville, eserini tekrar okuduğu bilgisi geçiyordu.Bir romanın satırlarında , başka bir roman hakkında bilgi edinmekten her zaman keyif almışımdır. Moby Dick, hafızamda bu romanı okuduğuma dair bir iz yoktu. Bir sonraki okumam geren kitap hangisi? sorusuna bir cevap bulmuştum. Okuduğum roman, beni başka bir romana götürecekti. Çok iyi bir internet kullanıcısı değilim, fakat Google'da Moby Dick yazdım ve kitapla ilgili biraz bilgi toplamaya çalıştım.Moby Dick, beni antoloji. com sitesine götürdü. Orada, okurlar okudukları kitaplar hakkına görüşlerini yazmış olduklarını gördüm ve  aradığım sorunun, yüzlerce cevabını buldum. Okurların tavsiye ettikleri kitapları ve hakkındaki yorumları, âdeta yutarcasına okumaya başladım. Kendime kitap okuma listeleri hazırladım ve sırası gelince oradan okumaya devam ettim...


Sonra ben de yazmak istedim; okuduğum kitaplar hakkındaki izlenimlerimi, bana düşündürdüklerini ve hayatımdaki önemlerini.Yaşadığım bazı anlarımı, azıcık da olsa, âdeta bir roman gibi olduğunu da yazmak istedim...


2008 yılın başlarında, karşıma tesadüfen  Milliyet Blog çıktı. Önce  okur olarak siteye kayıt oldum. Sonra biraz cesaret edip ben de içimden geldiği gibi blog/ günceler yazmaya başladım ve kendime minicik bir yazı dünyası kurdum.Sadece bana ait bir dünya.


Cesaret dedim, evet, çünkü Türkiye'de doğmadığım ve Türkiye'de eğitim görmedim, dile hakim değildim. İmla hatalarımdan, devrik cümlelerimden, düşüncelerimi ve hissettiklerimi doğru yazamamaktan korktuğum için Türkçe yazabilmek bana hayal gibi geliyordu.

Ama hayat bu, sürprizlerle dolu...John Lennon'un bir şarkısında geçtiği gibi 'Hayat siz planlar yaparken, başınıza gelenlerdir'' Bir kışkırtılma sonucu, baktım ki Türkçe yazmaya başlamışım. İlk denemelerimi Milliyet Blog'da yazdım, blog maceram böyle başladı ve üç yıl sürdü. Sonra, blog yönetimi, sitede değişiklik yapmaya karar verdi.Benim hiç sevemediğim bir çehresi oldu yeni Milliyet Blog sayfamın.Madem değişiklik yapılacaktı, kökten bir değişiklik yaptım ben de...Galiba  yenilenmeye benim de ihtiyacım varmış, ortamı, renkleri ve ritmi değiştirerek. Burada yeni duvarlarım var, daha özgür, daha kendimle baş başa hissettim. Aslında küçük bir değişiklik...Aynı insan, aynı düşünceler, sadece farklı bir adres...

 
Okuduğum  kitaplar  ve   eski sitede haklarında ,  yazdığım son dört,  blog/günceye, burda yer vererek yeni sayfamı oluşturmuş oludum. Umuyorum yeni günceler de yazabilirim. Sayfam, nerede , nasıl olduğu çok da önemli değil, önemli olan  kitaplara ve yazmaya olan sevgimi, mümkün olan  en uzun süre muhafaza edebilmektir. 

Çok sıkı bir kitap okuru değilim. Tüm yeni çıkan kitapları okumuyorum. Okuduğum kitaplar arasında pek çok tanınmış şaheser eksik olduğunu biliyorum.


Ben kendimi  çok iyi okur değil, bir  romansever olarak tanımlıyorum. Roman yazabilenlerin, önünde saygıyla eğliyorum, onlara hayranlık duyuyorum ve onlara gıpta ediyorum, hatta gıpta çok hafif kalıyor, onları müthiş kıskanıyorum. Yazarlar, hiç göremeyeceğim diyarları tanımama yardımcı oluyorlar, gerçek hayatta hiç karşılaşamayacağım insanlarla tanıştırıyorlar ve kendim için bir şeyler öğrenmemi sağlıyorlar. İyi romanlar, hayal gücümü çalıştırıyorlar, bana ilham veriyorlar, merakımı uyandırıyorlar ve bazen çoktan unuttuğum veya sadece hayal ettiğim duyguları yaşatabiliyorlar.


Umuyorum burada da kendimi eğlendirebilirim, beni okumak isteyenleri de elbette ki. Sıkıldığım anlarımda, diliyorum burası  sığınacak bir limanım olur ve olabildiğince özgür  kitap okur  macerama  devam edebilirim.


Burada, kitaplar hakkındaki blog/güncelerim, kritik değil, sadece düşüncelerimi, hissettiklerimi ve bana hatırlattıklarını yazmak istiyorum, bu da çok sevdiğim kitaplar için, benim mütevazı kutlamam...