5 Haziran 2013 Çarşamba

DANS ÖĞRETMENİN DÖNÜŞÜ- HENNİNG MANKELL



İki adım ileri, bir adım geri...Tangonun en temel adımlarıdır, ya da,  bana öyle öğretilmiştir.  Tabii bu kadar kolay değil...Adım oyunları olmazsa olmayan, muhteşem olduğu kadar zor bir danstır. İnsan dans ederken, şarkı söylerken, ya da  sadece müzik dinlerken kendini daha mutlu hissedebiliyor. Benim için  böyle...Sadece benim için mi ? Hiç sanmıyorum...

Uzun zamandır bu kadar güzel roman okumamıştım. Dans Öğretmenin Dönüşü , okuduğum en seçkin polisiyelerden birisiydi.

Kurgu, sadece  bir gizemi çözmekten ibaret değil, II. Dünya Savaşı sırasında işlenen suçlara  değiniyor ve günümüzdeki neo nazizmi konu  ediyor. 
Romanı ilgiyle okudum  ve 2 Haziran 2013 tarihinde devrettim.  Okumama vesile olan, okumasitesi.com, sitesinde  kitapla ilgili  yorum paylaşan Semih Oktay' a teşekkür ediyorum.http://www.okumasitesi.com/uye/Semih-Oktay

Son sayfasını kapattıktan sonra, romandan, aklıma ilk gelenler; Kanlı  ve daha sonra kar üzerinde tango adımları... J.S. Bach... Savaş suçları... Neonazizim.... Bir işkence cinayeti... Onu takip edin bir cinayet daha... İsveç ormanları...Stefan Lindman, cesur , kanserle mücadele eden bir polis. Giuseppe Larsson ile kurulan samimi ittifak...Larsson’un gülüşünü,  romanın satırlarında duyabildim…İtalyan ön adıyla, kahramanına, Akdeniz sıcaklığı katmış sanki  H. Mankell…Roman açısında  çok önemli sahne değil  fakat  şu an aklıma geldi ve yazıyorum.  Soruşturma sırasında tanıklar arasında olan yaşlı bir kadın, sigarasını içerek, ifadesini verirken, şakkadak  ölüverdi…Giuseppe, onu kurtarabilmek için , hiç tereddüt etmeden suni teneffüs uyguladı…Başıma gelmediği için bilmiyorum, hayatını kurtarmak için,  hiç tanımadığım birine suni teneffüs uygulayabilir miyim?


 Dans Öğretmenin Dönüşü, kolay okunabilen , mantık hatası olmayan, benim kafamda  önemli soru işareti bırakmayan, okumaktan hakikaten çok  keyif aldığım bir roman oldu.

Romanı edinmeden önce Yazarın gerçek hayatı hakkında okuduklarım ilgimi çekti. Irkçılık hakkında yazmayı hak eden birisi Henning Mankell.  Sadece bir Yazar olarak değil, hakkında öğrendiklerimle, bir insan olarak  da saygımı kazanmıştır. 





Dans Öğretmenin Dönüşü romanı   temel ahlak,  toplum ilişkileri ve ırkçılık gibi  önemli konular hakkında okurları düşünmeye zorluyor. Irkçılık, insan ayrımı,  üstün toplum kavramları,  günümüzün dünyasında hâlâ güncelliklerini kaybetmemiş olmaları üzücü...Hiçbirimiz seçemiyoruz, ailemizi, ülkemizi, ten rengimizi...

Romandan etkilendiğim bir pasajı paylaşıyorum;

Ne de olsa  Naziler, Afrikalıları, onların müziğini,âdetlerini, yaşam tarzlarını, her şeyini ilkel buluyordu. Onlara göre Afrikalılar insan altı yaratıklılardı. Siyah Amerikalı atlet Jesse Owens 1936 Olipiyatları’nın yıldızı olduğu halde Hitler onun elini sıkmayı reddetmişti”

Hening Mankell yine de ; "kötü insan, ruhunda kötülük olan insan, diye bir şey yok, sadece koşullar ortaya çıkarıyor o kötülüğü" diyor.