27 Şubat 2014 Perşembe

DUBLİN CADDESİ - SAMANTHA YOUNG





Kitap satın almayı, en az okumayı sevdiğim kadar, çok seviyorum. İtiraf ediyorum ki kitap koleksiyoncu yanım var ve tanıdığım, tanımadığım, duyduğum, duymadığım, çok satanlar, az satanlar hiç fark etmez , ruh halime uygun kitap satın alabiliyorum.

Türkiye’ye 1989 yılanda göç geldim ve 25 yaşımdaydım. Türkçe, hemen hemen hiç konuşamıyordum o yıllarda, dolayısıyla kitap da okuyamıyordum çünkü tüm çabalarıma rağmen, okuduklarımı anlayamıyordum. Bu durum bile beni kitap satın almaktan vazgeçirememişti, okuyabilme umudumu hiç kaybetmeden yeni kitaplık oluşturmaya başlamıştım. Hem ben okuyamasaydım bile, çocuklarıma mutlaka kitap okumayı sevdirmem gerekiyordu... Her iki oğlumu kitap okurken görmek, bu gün için beni ziyadesiyle mutlu ediyor.

2006 yılından itibaren, düzenli olarak, kendime özel, ekstra, yılbaşı kitap hediye paketi yaptırıyorum. Ödemelerini kendim yapmama rağmen, kargodan gelen kitap paketi, Kaf dağından geliyormuş hissi uyandırıyor…Seviyorum bu duyguyu.

Bugün, 2013 yıl sonu hediye paketinden çıkan kitaplardan birisi hakkında yazıyorum. Yeğenime sormayı katiyen ihmal etmem, kitap siparişi verirken. Okumak istediği kitaplar varsa, mutlaka onun için temin ediyorum, Dublin Caddesi’ni okumak istediğini söylemişti. Ben de kitabı siparişime ekledim, romanın ismi hoşuma gitmişti. Dublin ve Edinburgh merak ettiğim şehirlerdendir ve nedense bu romanın ismi bana, sevdiğim başka bir romanı çağrıştırmıştı; Yalnız Kadınlar Sokağı - Maeve Binchy, oradaki hikaye Dublin’de geçiyordu…İrlanda ve İskoçya benim ilgi alanımda olan ülkeler ve orada geçen hikayeleri okumak istiyorum.

Kitabın Yazarının adını, Sanatha Young,  hiç duymamıştım. Biraz araştırdım ve genç birisi olduğunu gördüm. Kendisi hakkında  yazdığı otbiyografik kısa notlarını netten  okudum. Aklımda pek bir şey kalmadı...


 Üniversiteli gençlerimiz neler okuyor ( yeğenim henüz 19 yaşında ve Uludağ Üniversitesi I. Sınıf öğrencisi .Kitabı arkadaşları önermişler ) ? Günümüzün genç yazarlar neler yazıyor ? Bu soruların cevaplarını bulmak için romanı yeğenime vermeden önce okumaya başladım.

Okuduğum en berbat romanlardan birisiydi.

Bu kadar boş bir kitap nasıl olur! Nette, roman hakkında gençlerimiz övgüler dolu sözler yazmış…

Romanda ben hiçbir şey bulamadım. Ne hikayenin geçtiği Edinburgh'u tanıdım…Ne kahramanları tahayyül edebildim…Ne yaşadıkları duyguları hissedebildim…Ne herhangi bir konuda, bilgi edinebildim... Bence, seks sahneleri çok iğrençti ve kadınları aşağılayıcı tınılar içeriyordu.

Hikaye son derece sıradan…Dil öylesine vasat ve bilgi fakiri bu kitabın, dünyada, bu kadar çok satmasına karşı ağzım açık kaldı…

Peki neden okudum? Yeğenim kitabı sorup duruyor, sınavları olduğu için okumaya zamanı yoktu ve kitabı ona vermeden önce okumak istedim …

Son yıllarda, erotik kitaplara karşı ilgi oldukça yüksek. Geçen yıllarda, Frankfurt’da düzenlenen kitap fuarı izlenimleri anlatmak için gazetecilerimizden birisini dinlemiştim; Sanal dünyanın getirdiği yenilikler ve insanların geçim sıkıntılarını, önemli neden göstererek, günümüz okurlarının, fuarda ilgi odağı; pornografik ve hafif edebiyat, olduğunu dile getirmişti.

Devrettiğim son romanla hafif ve pornografik edebiyat ne olduğunu öğrendim.
Kitabı yeğenime versem mi diye kara kara düşünüyorum…Ben hiç beğenmedim ve ilk kez bir roman için harcadığım zamana üzüldüm.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder