27 Şubat 2014 Perşembe

SEVGİLİMİNDEN SON MEKTUP- JOJO MOYES





Mezotelyoma nedir ?

Bu soruyu, altı ay önce, birisi bana sorsaydı eğer, aval aval bakardım yüzüne…

Oysa 15 Aralık 2013 tarihinde devrettiğim romanda, sözü geçen bu hastalığın (evlerden ırak ) adı geçince, konu hakkında epeyce bilgi sahibi olduğumu fark ettim. 21 Aralık 2013 tarihinde, iş sağlığı ve güvenliği sınavına hazırlanırken, arada dinlenmek için elime almış olduğum romanda, asbest mineralin ve onun yol açtığı bu hastalığın bahsi geçmesi tesadüfü, ilginçti.

Sevgilimden Son Mektup kitabını neden edindim?

Jojo Moyes’in ilk kitabını komşu arkadaşımın kütüphanesinde gördüm. Eh reklamlar !.. Kitap siteleri, uğrak yerlerim olduğu için, kitap tanıdık geldi…Okumak istediğimden çok emin olamasam da komşu arkadaşımla aynı kitapları veya yazarları okumayı severiz, çünkü dedikodularını yapmaktan karşılıklı hoşlanırız. Velhasılıkelam, Yazarı biraz araştırdım ve ülkemizde yayımlanan son kitabını edindim. Günümüzün yazarlarını merak ediyorum…Aynı anda paylaştığımız dünyayı, farklı coğrafyalarda anlatılan hikayelerin konuları ilgi alanımda…Jojo Moyes ve ben, hemen hemen aynı kuşağın insanları olmamız da, sebeplerden birisiydi…


Kitap hakkında düşüncelerime, önce eleştirilerimle, başlayayım. Kocaman tebessüm ettim… Kendimi eleştirmen mi sanıyorum ne! Hayır! Kitaplar hakkında yazmayı seviyorum…Bu çok çok çok uzun zaman önce yapmış olduğum eylemdi ve eskilerde, ödev olmasına rağmen, keyifle yaptığım bir işti. Roman okunmasına çabuk okunuyor, fakat çok çok yüzeysel…Karakterleri, hiç ama hiç canlandıramadım hayalimde… Kitapta anlatılan olayları, yaşananları ve duyguların zerresini hissedemedim. Romandan hiçbir çarpıcı sahne anlatamam… Bir ay sonra muhtemelen romandan bir şeyler hatırlayamam…Bir de üstelik romanın ismi yine yanlış tercüme edilmiş, bana göre isim ; Sevgiliden Son Mektup, olmalıydı…

Peki bu kadar olumsuzluk varken ne diye okumaya devam ettim?

Asbest konusu, diyemeyeceğim tabii…Fakat romanda bu mineralin adı geçmesi, "sınava hazırlanırken, ne diye roman okuyorum?”, vicdan azabıma iyi geldi diyebilirim. İç sesimi susturmayı başardım, hazırlıklarıma mütevazi konu vardı ne de olsa! Asbest son derece zararlı bir mineral ve 1960 yıllarında, yararlarına karşı, neden olabileceği hastalıklar yeni keşfedilmiştir. Asbestin kullanımı pek çok ülkede yasaklanmıştır . Ülkemizde de yasaklanan türleri ve kullanımı ile ilgili yayımlanan iş sağlığı ve güvenliği yönetmeliği mevcuttur.

Roman beni çok uzaklara götürdü…Başlıklarda 1960 ve 1964 yıllarını görmek bile yeterince tanıdık ve nostaljikti. Aslında romanın konusu güzeldi, olay örgüsü, romanın girişi, gelişmesi ve sonunu ben çok beğendim…Eksik olan duygu geçişleriydi…Bazı kalemler çok güçlü olabiliyor ve kelimelerle büyük etki yaratabiliyorlar…Satırların arasında şimşekler çaktırabilmek…Neon ışıklar saçtırabilmek…Bunlardan yoksundu roman.

Mektupların önemli iletişim aracı olduğu dönemi dolu dolu yaşadım. Pek çok mektup yazdım…Pek çok mektup aldım… Postacıyı beklemek ne olduğunu iyi bilirim. Kitabı, beni, anılarıma sürüklediği için, sonuna kadar okuyabildim. Romanda, 1960’lı yıllarının havasını teneffüs edememiş ve her ne kadar beklediğim kadar o yılların güzelliklerini hissedememiş olsam da, anılarım bu eksikliği tamamlamış oldu. Misal mi ?
“ Anthony televizyonu kapattı, ekranın ortasında beyaz nokta kaybolduktan çok sonra bile şaşkınlığından kurtulamamıştı.”
Eve ilk siyah beyaz televizyonun gelişini anımsattı bu cümle…O heyecanım….Beyaz nokta kaybolmadan, televizyonun önünden, katiyen ayrılmazdım…

Sonra bu roman, bana başka bir romanın sahnesini hatırlattı…Asbestin, sağlık açısından çok tehlikeli olması, masum insanların ölümüne neden olması ve hakkında saklanan gerçekler …Para, sen nelere kadirsin! Konu aslında önemli; birilerin kazançları zarar görmemesi için, gizlenen gerçekler. Göz göre göre, ölüme sürüklenen insanlar... Neden ise para... Konu, hakikaten çok önemli, fakat romandaki olaylar, kahramanlar ve anlatılmaya hedeflenmiş duygular gibi, çok çok yüzeysel işlenmiş ve havada kalmıştır.

18 Aralık 2013
Bursa

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder