Etkisinde
kaldığınız, unutamadığınız ve aklınıza ilk gelen filmler hangileridir?
Bu soruya, sorulduğu farklı tarihlerde, farklı cevaplar verebilirim; Hayat Güzeldir, Forrest
Gump, Bisiklet Hırsızları, Guguk Kuşu, Room ( Gizli Dünya ), Piyanist, Postacı
Kapıyı İki Defa Çalar, Lion, Doktor
Jivago, Hırçın Hız…
Tamam kestim, bir kitap yorumu yazmaya başladığımı
unutmadım, neden böyle bir giriş yaptım peki, çünkü anlatacağım kitap, hiç
unutamadığım bir filmi anımsattı bana; Hırçın Kız’ı.
Kitap yorumlarımda sıkça söz ediyorum, doğduğum ve hayatımın ilk 25 yılı, Türkiye’ye coğrafi olarak yakın, fakat yapısı ile
çılgınca farklı olan ülke Bulgaristan’da geçtiğini ve burada yazmamın ilk nedeni
pek çok eksik olan Türkçe dilimi geliştirmek
olduğunu. Ayrıca bu sayfa, kitap yolculuğumun aynası olmakla kalmıyor,
okuduklarımın düşündürdüklerini, hissettirdiklerini ve anımsattıklarını yazdığım gibi, kısa
otobiyografik notlarıma da yer veriyorum, çünkü ben öncelikle kendim
için yazıyorum. Paylaşma nedenim ise, ben her türlü ve özellikle bu tarzda kitap
yorumları okumayı sevdiğim için, belki
benim gibi başkaları daha vardır, işte
bu düşünce, bu eyleme itiyor beni ve son satırla kocaman gülümsüyorum. Birileri bu sayfama
tesadüf ederlerse şayet, eğlenceli, nostaljik
bilgilerin yanı sıra, yazmanın bir terapi olduğunu öğrenebilirler bir ihtimal.
Hırçın Kız – The Taming of the Shrew, filmi 1967 yılında çekilmiş, Türkiye’de 1971 yılında vizyona girmiş, o yıllar kapalı kutu olan Bulgaristan’da film ne zaman vizyona girmiş olduğunu
bilmiyorum, ben 1980’li yıllarında
izlemiş olduğumu tahmin ediyorum, çünkü film televizyona düşmüş ve ben evde siyah beyaz yayında , yine de büyülenmiş gibi
izlediğimi hatırlıyorum. Sansürün kol gezdiği ülkede o kadar kısıtlı yayınlar
vardı ki o zamanlar, sadece bundan dolayı da bu
denli etkilenmiş olabilirim, tabii işin aslını tam bilmiyorum, bildiğim
tek şey, filmi çok ama çok beğenmiş olduğum ve hâlâ çok net kareler anımsadığımı.
Elizabeth Taylor, Richard Burton, filmin baş rollerinde, fakat o zaman bu
isimleri bile tam olarak kim olduklarını bilmiyordum, yine de beni kendilerine
hayran bırakmışlardı. Hırçın Kız – The Taming of the Shrew, daha sonra William Shakespeare'in bir oyunu olduğunu öğrendim.
Bu arada küçük
bir bilgiye yer vermek istiyorum, hazır bu kadar geriye gitmişken; 1926 yılında
küçük bir ekranda, ilk televizyon görüntüsünü elde edilmiş, 1936 yılında
dünyanın ilk düzenli TV yayını başlatılmış, Türkiye’de ise 1968'de TRT Ankara Televizyonu deneme yayınlarına başlamış. Bizim eve televizyon 1972 yılında girmişti çok net hatırlıyorum bu yılı , çünkü 1972
benim için önemli bir yıl, ilk defa o
zaman idrak edebilmiştim ki Dünyada yıl
sayımı var ve benim o an yaşadığım yıl 1972 yılı( 8 yaşındaydım ).
2018 yılının son devrettiğim kitap Sirke Kız. Hiç duymamış olduğum yazarlar ve kitapları hakkında,
okur yorumları okumayı seviyorum ve bu sayede bazan çok keyifli eserlerle buluşabiliyorum,
böylece kitap okur macerama renk ve heyecan katıyorum. En son yine bir keşif sonucunda, yolum Anne
Tyler ile kesişti. Bir yazarın kitabını edinmeden önce, mutlaka kısa biyografik
bilgilerine bakıyorum, şimdilerde bu çok kolay oluyor ve burada paylaşıyorum;
Anne Tyler, 1941 yılında Minnesota Minneapolis'te
doğdu ve Kuzey Carolina'da Raleigh'de büyüdü. Yirmiden fazla romanın yazarıdır.
2015 yılında Man Booker Ödülü için kısa listeye girmiş. On birinci romanı SOLUK
ALMA DERSLERİ romanı ile 1988'de
Pulitzer Ödülü'ne layık görülmüş. Amerikan Sanat ve Edebiyat Akademisi
üyesidir. Maryland, Baltimore'da yaşıyor.
Shakespeare’in bazı eserleri, günümüzün yazarları
tarafından yeniden yorumlanarak yazılması, Hogarth ‘ın (İngiltere’nin
köklü yayınevlerinden) bir süre
önce başlatmış olduğu değişik bir proje. Anne Tyler de bunlardan birisi,
Hırçın Kız – The Taming of the Shrew oyununu günümüze Sirke Kız -Vinegar Girl olarak uyarlamış.
Bu projenin ne kadar doğru olduğunu tartışmıyorum,
fakat haberim olunca çok merak ettim ve kitabı
ossaat edinip devrettim.
Shakespeare’in, en sevdiğim komedisinin özüne sadık
kalırken, esprili ve çağdaş yaklaşabilmiş
bence Anne Tyler . Beni güldüren,
düşündüren , iyi yazılmış eğlenceli bir
kitap diyebilirim. Hırçın Kız hakkında detaylı bilgiye sahip olabilirsiniz, ya
da bu oyununu hiç duymamış da olabilirsiniz, Anne Tyler, çok
zor iş başarmış bana kalırsa ve her iki tür okuyucuya hitap edebilmiş.
Sirke Kız,
Haziran 2016 tarihinde
yayımlanmış, Hırçın Kız ise 1590-1591 yılları arasında yazıldığı varsayılır, özellikle nette tarihlere baktım, çünkü hikayede dikkatimi
çeken ve ne yazık ki, kadınların evin dışında çalışmalarına ve para
kazanmalarına rağmen, hâlâ ev işlerinin onda dokuzunu yapmaya devam ettiği bir dünyada yaşıyoruz, oysa sadece ben bu durumda olduğumu
sanıyordum…
29 yaşında Kate Battista, anaokulunda 4 yaş grubunun yardımcı öğretmenidir, tuhaf bilim adamı babası
Dr. Battista, ele avuca sığmayan on beş
yaş küçük kız kardeş Bunny ve sınır dışı edilmek üzere parlak
genç laboratuvar asistanı Pyotr. İşte ana kahramanlarımız, hani kurguda öyle
çok merak ettirilecek bir durum yok, Yazarın öyle bir iddiası da yok, neşeli,
hafif, sıkmayan, eğlenceli film izlercesine, kitap okur macerası oldu benim
için.
Uzun yazımı noktalarken kitapta çok hoşuma giden ve
kendime ilke edinmek istediğim iki pasaj ile noktalamak istiyorum ;
“Güzel bir şey söyle kuralı; Eğer söyleyeceğiniz şey
güzel değilse, bir şey söylemeyin”
“ Sosyal iletişim becerilerini geliştirmelisin. Biraz
incelik, biraz ölçülü davranış, biraz diplomasi.”
28.12.2018
Bursa
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder