28 Ocak 2013 Pazartesi

MUHTEŞEM HATA - FREDERİCK FORSYTH

Ağustos 2012 Pazartesi


Frederick Forsyth ( Frederik Forsayt ) ismini , ilk kez, 2010 yılında, Nelson Demille romanları hakkında biraz daha fazla bilgi edinmeye çalışıyorken kitapyurdu.com sitesinde gördüm. Çok satan polisiye, gerilim, macera yazarları hakkında, "umutseyhan75" rumuzlu okurdan, kısa bir yorum okudum. İşte o yorumda, daha önce hiç duymadığım, Frederick Forsyth, adı geçiyordu. Çok sıkı gerilim, polisiye roman okuru değilim, yine de bazan okumayı seviyorum o yüzden Yazarın ismini not etmiştim.

Daha sonralarda, polisiye romanı konusu açılınca, çok yakın komşu arkadaşım Aygün’e, Frederick Forsyth’ın eserlerini tanıyıp tanımadığını sormuştum. Yazardan, kitaplığında bir kitap olduğunu söylemişti, MUHTEŞEM HATA. Ben bunun bir roman adı olduğunu sanarak, ismi aklımın bir köşesinde kalmış olan Yazar hakkında merakımı giderebilmek için, Muhteşem Hata’yı okumak için arkadaşımdan ödünç aldım.

Kitabın bir roman olmadığını, birbirinden bağımsız, on ayrı, hikayeden oluşmakta olduğunu, elime aldığımda öğrendim. Kendimi bildiğim bileli öykü okumayı sevmem, nedeni, emin olmamakla beraber, öykülerin, romanlara göre daha çabuk bitmelerinden kaynaklanıyor olması. Hikayeleri, okuyup okumamakta kararsız kaldım, bir taraftan Yazarı ve kitabını okumadan arkadaşıma geri vermek istemiyordum. Nihayet, Muhteşem Hata, başucumda bulunan kitaplar arasında yerini aldı ve bir boşlukta , öykülerin tadına bakmaya karar verdim.

MUHTEŞEM HATA

İRLANDA'DA BİR YILAN

İMPARATOR

GÜN OLUR

KÖTÜ PARA

KANIT OLARAK

İMTİYAZ

GÖREV

DİKKATLİ BİR ADAM

USTA İŞİ

Hikayelerin yarısını bu yıl ( 2012 ) büyük oğlumun üniversite ( LYS ) sınavına girdiği zamanlarda okudum. 16 Haziran - Matematik sınavı ve 24 Haziran- Fen sınavı. Eşimle birlikte çocuğumuzu sınavlara götürmüş ve onu sınav olduğu okulun bahçesinde beklemiştik. Eşim gazetelerini okurken, ben Forsyth'ın hikayelerine dalmıştım. Zaman açısından, hikayeler kısa olduğu için, bölünmeden okuyabileceğim için, bekleme zamanını değerlendirmek için tercihimi bu öykülerden yana kullanmıştım. Bu satırları yazarken o anları anımsıyorum; okul bahçesi velilerle dolu, pek çok annenin elinde dua kitapları, sınavdaki çocukları için dualar okuyorlardı. Benim elimde ise MUHTEŞEM HATA adlı bir kitap vardı...O anda bu paradoksun farkına varamamıştım, fakat 3 Ağustos 2012 günü, üniversite tercihleri için tanınan son günde, oğlum meslek seçimini yapmak zorunda kaldığında, muhteşem hata yapmaması için dua ettim. Oğlumun net hedefi yoktu, hiçbir meslek dalına kendisini yakın hissedemediğini, çünkü hiçbir mesleği tam olarak tanımadığını söylüyordu. Mühendislik, mimarlık ve diş hekimliği seçeneklerine, ilgi olarak, hemen hemen eşit uzaklıktaydı. Sınavlarda aldığı toplam puan, bu üç meslek grubuna uygun ve Türkiye’de en seçkin üniversitelerde eğitim alabilme imkanı sağlayabileceğinden, tercih sıralaması yapmakta oldukça zorlandı. Her gün tercih listenin sıralaması değişiyordu. Çocuğumun gel gitleri arasında, insanların bir anda aldığı kararlar, hayatlarını ne denli büyük ölçüde değiştirebileceğini düşündüm. Yavrumun, kendisi için, hayırlı bir karar vermiş olmasına dua ediyorum. İlk tercihlerini , İstanbul Teknik Üniversitesi, mühendislik bölümlerinden yana kullandı. Sonuçlar Ağustos ayın sonlarında açıklanacak.Seçimi umuyorum ve diliyorum hayırlı olur.

Evet, biraz önce yazdığım gibi bir anda alınan kararlar, insanların hayatlarını iyi veya kötü yönde , değiştirme gücüne sahip. Hepimiz muhteşem hatalar yapabiliriz ve yanlış meslek, yanlış arkadaşlıklar, evlilik için yanlış eşler vb. seçebiliriz, bu yanlış seçimler, hayatımız boyunca bizi mutsuz edebilir. Tam tersi de mümkün elbette, doğru meslekler, doğru arkadaşlar ve evlilik için doğru eşler seçerek, daha mutlu bir yaşam sürebiliriz. Vay be! Son satırları yazarken kendime gülümsedim, ne kadar felsefi bir yaklaşım! Sanki yeni bir şeyler keşfediyormuşum gibi…Elbette ki salt mutlu veya salt mutsuz insanlar yoktur, mutlu ve mutsuz anlarımız vardır, yine de aldığımız bazı kararlar hayatımızı önemli ölçülerde etkileyebilir.Tıpkı banka müdürün Murgatroyd'un hayatı gibi, kahramanımız korkunç kötü evlilik yapmıştır. Karısı tam bir kontrol ucubesidir ve yumuşak huylu Murgatroyd, zamanla onun pek çok kaprisine katlanmak zorunda kalmıştır ve kendisine bile saygısını yitirmiştir. Bu evlilik işkencesi, Murgatroyd'un kendisini gerçek bir erkek gibi hissedene kadar devam eder, tam yirmi küsur yıl. Çiftin kazandığı bir deniz tatil sırasında, karısından gizli ve ani bir kararla balık avına çıkan Murgatroyd, özgüvenini tekrar kazanıyor ve karısı ile olan ilişkisine, nihayet kendi istediği yönü veriyor. İmparator, çok hoş bir hikayeydi...Çok az insan, hayatlarındaki ucubelerle baş edebiliyor ve onlardan kurtulmayı başarabiliyor, işte bu baş edişin hikayesiydi - İmparator. Aklıma Orhan Pamuk geliyor, İ.T. Ü üçüncü sınıftayken, mimarlık fakültesini terk etme cesaretini göstermiş ve gerçekte yapmak istediği iş yazarlık olduğunu anlayarak gerekeni yapmış. Aynı şekilde Yılmaz Erdoğan, İ.T.Ü İnşaat fakültesini terk edenlerden... Her iki örnekteki şahısları sevmesem de, ne istediklerini bildikleri için, mahalle baskısına maruz kalmadan, sadece iç seslerinin peşini bırakmadıkları için, kendilerine ihanet etmedikleri için, saygı duyduğumu dile getirmeden geçemiyorum. Evet evet, önemli olan hata yapmak değil, önemli olan o hatayı bir yaşam boyu sürdürmemektir.Bu yazımı oğluma okutmalı mıyım ? Gülüyorum...

Bir anda alınan kararlar, hayatımızı nasıl değiştirir konusuna , başka bir örneğini Muhteşem Hata, hikayesinde işlemiş Frederick Forsyth. İstediği her şeye sahip olan zengin bir iş adamı. Hayatında eksik olan tek şey, uygun bir eş ve aile. Her zaman olduğu gibi şans yine ondan yanadır ve bir hayır toplantısında , tesadüfen kendisini çok etkileyen bir kadınla tanışır. Nihayet, karşısında istediği bir kadın var, fakat kadın evli ve ona ihtiyaç duyan bir kocası var...Kadının kalbini kazabilmenin tek yolu, kocayı aradan kaldırmaktır. Gözünü hırs bürümüş kahramanımız, tüm dünyevi şeylere sahip olmak yolunda, önüne geçen her engeli gözü kırpmadan kaldırmakta kararlıdır, fakat bir gerçek vardır ki , hayat her zaman sürprizlerle doludur.

"Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste..." diye bir sözümüz vardır. İrlanda'da Bir Yılan, öyküsü bu sözümüzün doğrular nitelikte.Hintli bir tıp öğrencisi , okulunun bazı ihtiyaçlarını karşılamak için, yaz tatilinde zor, ama paralı bir inşaat yıkım işine girer. İşin zorluğu yanı sıra, genç öğrenci, İrlandalı ırkçı patronu tarafından kötü muameleye maruz kalır. Hikaye, Hintli öğrencinin muhteşem intikamını konu alıyor…

Samuel Nutkins, orta yaşlı, korkak, üst düzey sigorta şirketi görevlisidir. Tekdüze süren hayatı, bir gün tesadüfen alt üst olur.Kahramanımız işe giderken, trende, koltuğun arasında bir porno reklam dergisi buluyor...Reklamlar, ürkek Nutkins’in şehvet duygularını uyandırıyor. Ucuz memnuniyeti için, umduğundan çok daha fazlasını ödemek zorunda kalır. Yine sürpriz bir sonla biten çok eğlenceli bir hikayeydi, Kötü Para…


Son olarak ,Dikkatli Bir Adam öyküsüyle bu uzun yorumumu noktalıyorum. Timothy Hanson kendi kendini yetiştirmiş maddi durumu çok iyi olan orta yaşlarda bir adam. Ne yazık ki kansere yakalanmış ve birkaç ay ömrü olduğunu öğrenmiştir. Ailesi olmadığı için yasal mirasçısı kız kardeşin ve ailesidir. Ancak kahramanımız onları hiç sevmemektedir. Oldukça yüklü olan mirasını onların eline geçmemsi için ince hesaplanan, akıl almaz bir senaryo hazırlamıştır. Ölümünden sonra âdeta yaşarmışçasına intikamını açgözlü akrabalarından almayı başarmıştır.…


Bu öykülerin, ortak noktası gündelik hayatta alınmış olmalarıdır. Komik, sürprizli ve hoş olan bu kısa hikayeler, sıradan insanları konu ediyor. İlgimi çeken şey, öykülerin merkez figürleri, erkek karakterleri olmasıydı. Ben okurken çok eğlendim…



Yazar hakkında nette bulduğum bilgileri paylaşıyorum;
Frederick Forsyth 25 Ağustos 1938 tarihinde Ashford/Kent'te doğdu. Erken yaşta dile karşı olan merakını keşfederek Tonbridge Okulu'nda Fransızca, Almanca, İspanyolca ve Rusça öğrendi. Yazlarını o dönemde, Almanya'da bir ailede misafir kalarak geçirirdi. 16 yaşındayken altı dil konuşabiliyordu. Bir yıl sonra boğa güreşçisi olmak için okulu bıraktı. 19 yaşındayken Roayl Air Force'un en genç pilotu oldu.

Granada'da bitirdiği üniversite eğitiminden sonra 1963 yılından itibaren Paris, Brüksel, Madrid, Budapeşte, Roma ve Almanya'daki Reuter Haber Ajansında çalıştı. 1965 yılından itibaren ayrıca BBC için haberci ve siyaset uzmanı olarak çalıştı.

Siyasi bir skandaldan dolayı BBC'den ayrılır ve yazarlığa başlar. Önce Biafra hakkında inceleme niteliği taşıyan bir kitap yazdıysa da, daha sonra Gerilim roman türüne dönecekti.

Kitapları bugüne kadar 35 milyondan fazla satıldı ve kendisini Siyasi-Gerilim Roman türünün ustası yaptı. En ünlü eseri ise, Çakal'dır.

Frederick Forsyth bugün Londra yakınlarında yaşamını sürdürmektedir
.


06 Ağustos 2012
Bursa

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder